11 Eki 2008

Çalgı eğitimi ve sistematiğin önemi.(İbrahim Kararoğlu)


Tarihi, insanlığın var oluşuyla eşdeğer tutulan müzik, kendini somut olarak ifade edebilme yetisini ilk planda insan sesi ve çalgılarda bulmuştur. Çalgı ve insan sesi, varoluşun temelinden bu güne insanlığın, içinde mevcut iyilik veya kötülük, olumluluk ya da olumsuzluk ifade eden sanatsal doğuşları ses ile somutlaştırabilmesinde her zaman ön plandadır. Bu sebeple müzikte ifade araçlarının kullanımında enerjinin ve yeteneğin doğru senkronize edilebilmesi tarih boyunca ilgi gösterilen bir çalışma ve merak alanı olmuştur. Özellikle çalgı eğitiminin sistemli ve bilimsel bir zemine oturtulması çabaları geniş anlamda orta çağdan sonraki dönemlere dayanır.

Çalgı eğitimi, bireysel ve toplumsal özelliği bulunan bir eğitimdir. Sosyal yaşamı oldukça yakından ilgilendiren ve etkileyen, insanların, toplumların ve ulusların yaşamındaki önemli konumuyla, kültürel öğelerle tanıştırıcı ve onları geliştirip yaşatıcı bir uygulama alanıdır.
Bireyin yaşamında, çalgı eğitiminin değişik işlevleri bulunmaktadır. Bu eğitimin, özellikle psikolojik boyutu bulunan bir eğitim biçimi olduğu söylenebilir. Sanatsal bir alan niteliğindeki müzik alanında, insanların müzik zevki edinmelerine katkı oluşturması, kişilik gelişimindeki etkili durumu, boş zamanları olumlu biçimde değerlendirme amacı taşıyan düşünceyi gerçekleştirmede en iyi araçlardan biri olmasından dolayı, çalgı eğitiminin kendine özgü yanları vardır.
“Çalgı eğitimi; eğitici, yetiştirici, geliştirici, birleştirici, kaynaştırıcı, paylaştırıcı, duyguları ve becerileri arttırıcı, özendirici, yarıştırıcı, sabırlı ve disiplinli olmayı öğretici, güdüleyici vb... yönleriyle oldukça önemli bir eğitim biçimidir” (USLU, 2007).
Çalgı eğitimi, her zaman geniş kitlelere sunulabilen ve geniş kitlenin kullanımına olanak oluşturulan bir özellik taşımalıdır. Bu hedefin güdülmesi, çalgı eğitiminin yaygın hizmet olayında olumlu sonuçların yaşanmasına yardımcı olacaktır. Böyle bir yapılanma çalgı eğitiminin gücüne güç katacaktır.
Çalgı eğitimi, herhangi bir çalgıyla ya da çalgılarla yapılan, bireyi çalgı aracılığıyla yetiştirme, geliştirme, müzik alanında ve müziksel anlamlarda içeriği olan istendik davranışlar kazandırabilme eğitimi olarak nitelendirilebilir
Eğitim; en genel anlamıyla insanları belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir. Bu süreçten geçen insanın kişiliği farklılaşır. Bu farklılaşma eğitim sürecinde kazanılan bilgi, beceri, tutum ve değerler yoluyla gerçekleşir. Günümüzde okullar, eğitim sürecinin en önemli kısmını oluşturur. Eğitim yalnızca okullar da yapılmaz. Günlük hayattaki eğitim okul işbirliği de bizi yapılandırır. Eğitim, toplumun en geniş ve çok yönlü faaliyet alanlarından biridir. İnsan yaşamı süresince eğitimle iç içedir.
Sanat; duygu ve düşünce arasındaki karşılıklı ve iç içe geçmiş bağlantıyı vurgular. Bu nedenle sanat; hem öğrenme, hem de gelişme sürecinin etkin bir yardımcısıdır. Sanat eğitiminin bir kolu olan müzik eğitimi ise, estetik anlayışa duyarlı insanlar yetiştirmeyi, bunların ifade yeteneklerini eğitmeyi, yaratıcılıklarını ve eğitim becerilerini geliştirmeyi hedefler.
Her alanda olduğu gibi müzik eğitimi alanında da çağdaş düzeye ulaşabilmenin koşulu, yeni teknik ve yöntemleri algılayıp benimseyebilmektir. Bu açıdan bakıldığında konuyla ilgili yaklaşımların değerlendirmesi daha fazla önem kazanmaktadır.
Müzik öğretiminde, her öğretmen kendine özgü bir yol izler. Bu kişisel öğretme metodu, öğretmenin eğitim tecrübesine, amaçlarına, sınıf ortamına, ve öğrencilerin gereksinimlerine paralel olarak ortaya çıkar. Ancak öğretmenin bu kişisel yöntemi bilimsel ve sağlıklı temellere oturtabilmesi için, müzik eğitimi hakkındaki genel yaklaşım ve yöntemleri yakından tanıyıp, fikir sahibi olması gereklidir.

Hiç yorum yok: